Geçtiğimiz günlerde ultrAslan forumunda ultrAslan Ankara'nın kurucularından bir abimiz son derece duygusal bir yazı yazdı ve deyim yerindeyse adeta tüm forumun gözleri nemlendi. Bir sonraki yazıyı buna bağlayacağım için öncelikle abimizin yazdığı yazıyı bloga taşımam gerekiyor.
--------------------------------------
"Hayatım Galatasarayla geçti" dersem yalan olmaz. Bunu beni tanıyanlar iyi bilirler. Hatta okul yaşantım boyu arkadaşlar bana 'Cim Bom Ersin' derlerdi. Bundan 3 yıl önce evlendim. Allah nasip etti bir oğlum oldu. Eşimin babası çok muhteşem bir insan, adı Erdal. Ama tek kötü bir huyu var o da fanatik Fenerli olması. Aziz Yıldırım ile üniversitede aynı evi paylaşmışlar, devamlı görüşürler. Oğlum 2 yaşına geldi ve kayınpederle aramızda tatlı bir rekabet başladı. O oğluma bana olan saygısından dolayı sadece Fener marşı dinletebiliyordu. Beni sık sık yoklar "İsmail'e Fener forması alacağım" diye. Ama benden dolayı buna cesaret edemez. Geçen hafta kayınpederim öksürmeye başladı, 1 haftadır geçmedi. Doktora götürdük ve adeta yıkıldık. Lanet olası kanser dediler. En fazla 1 ay ömür biçtiler. Ne yapacağımı şaşırdım. Çok sevdiğim bir insan ve yakında artık aramızda olmayacaktı. Ellerim ayaklarım titreyerek kendimi Fenerium'da aldım. Bu bir şoktaki insanın mı yoksa babasına son bir vazifeyi yerine getiren insanın ruh hali miydi ben de anlamadım. İçerisi olduğu gibi sarı lacivertti. Zaten kötü idi daha kötü oldum. İnsanlar hep bana bakıyor gibi hissettim. Tezgahtara kısık bir sesle utanarak 2 yaşa göre bir Fener forması dedim. Allahım ben ne yapıyordum. "Beyfendi arkasına Alex mi Carlos mu yazalım?" dedi. Ben bir an duraksadım ve ağzımdan ağlayarak şu kelimeler çıktı: Hayır ERDAL DEDE!
Mikautadze ile oyun düzenini çok daha güçlü kılarsın
-
Dybala'nın ismi geçti, kimini heyecanlandırdı, kimi ise yanlış tercih dedi.
Ben heyecanlanmadım ama yanlış hamle olduğunu da düşünmedim. Geldiğimiz
sevi...
19 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder