6 Kasım 2007 Salı

Gaziantepspor: 1 - Galatasaray: 1

Nereden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum. Görüldüğü üzere maçın üstünden 2 gün geçtikten sonra maçı yazıyorum. İçimden gelmiyordu bir türlü bilgisayarın başına oturup yazmak. Zaten öyle uzun uzadıya maçı aktarmayacağım.
Sezona çok iyi başlayan, aldığı galibiyetleri gerçekten hak ederek kazanan Galatasaray son haftalarda son derece istikrarsız bir grafik çiziyor ve penaltı olmayınca kazanmakta zorluk çekiyor. Bunun nedeni Kalli'nin bir türlü ideal onbirini bulamamış olması ya da futbolcularımızın en ufak darbede kafadan 2 hafta sakatlanıyor olması olabilir. Sonuçta bu benim çözmem gereken bir sorun değil. Çok şükür takımın başına bu işle uğraşması için getirilen biri var. Yalnız şu sıralar çok fazla konuşmaktan icraat yapamaz durumda kendisi. Aforizma üstüne aforizma...
Aslında sinyali biz Ankaraspor maçında almıştık. Geçtiğimiz hafta Denizli'de ortaya konan futbol iyi de olsa bunun adına bu yüzden istikrarsızlık diyoruz biz. Sonra hafta içi Türkiye Kupası'nda yaptığımız Denizli maçı var. Her ne kadar takımın yarısı yedeklerden oluşmuş olsa da kendi evimizde zorlandık ve biraz da şansımızın yardımıyla aldık maçı. Ancak Gaziantepspor maçı en kötüsüydü. Bu sezon şu ana dek gördüğümüz en berbat Galatasaray'dı. 90 dakika boyunca bir tek olumlu iş yapamadık ve bu süreyi boşuna kullanmış olduk. Futbolcular sahaya çıkmasaydı daha iyiydi. Bir de Gaziantepspor cephesi var tabii. Haklarını vermek lâzım. Her sene Galatasaray maçlarında, afedersiniz, köpek gibi koşturur bu adamlar. Fenerbahçe ile yaptıkları maçları da uzun süredir kazanmıyorlar zaten...
Demem o ki sezona iyi başlayan ve rakipleri tarafından bile bu sezon ligin favori takımı olarak gösterilen Galatasaray'da işler pek iyi gitmemeye başladı. Son dört lig maçında sadece tek bir galibiyet alabildi. Onu da penaltının ittirmesiyle... Şu an için liderliğimiz averajla da olsa devam ediyor ama her geçen hafta geriye düşme ihtimalimiz artıyor. Ligin başında rakiplerimize attığımız ciddi puan farkları erken kapanmaya başladı. Sivasspor ile aynı puanlara sahibiz, Fenerbahçe ile aramızdaki 7 puanlık fark da 3'e düşmüş durumda. Yaptığımız puan farkı dolayısıyla elde ettiğimiz avantajı erken kaybetmeye başladığımıza mı üzülsek yoksa zorlu deplasmanlardan yenilmeden döndüğümüze mi sevinsek, ben karar veremedim!
Bir parantez Lincoln'e açmak istiyorum. Bu adam geldiğinde herkes gibi ben de sevindim. Ancak şüphelerim de yok değildi. Şu ana kadar sürede şüphelerimde haklı çıktım. Bu adam umutsuz vaka! Geldiği günden beri kale önünde top ayağına gelirse iyi vuruyor, onu anladık ve kabul ettik. Ancak bunun dışında, şu ana kadar oynadığı futbolla, koca bir "sıfır" bu adam. İyi güzel kale önünde buldun mu vuruyorsun da, be arkadaş oraya o topu kim taşıyacak? Sezon başında bir arkadaşla gittiğim Galatasaray Store'da yeni sezon formamı alırken iş arkasına isim yazdırmaya gelmişti. Arkadaşım "Artık bir Lincoln yazdırırsın" dediğinde ben baskı yapacak adama "Bülent Korkmaz" olsun, "3 numarayı da unutma" diye seslendim. Biliyordum çünkü başımıza gelecekleri...

1 yorum:

stathis dedi ki...

what's happened my friend? 8-0?

http://kafedaki.blogspot.com/