Uzun bir aradan sonra ilk defa Ali Sami Yen Stadyumu'nda seyircili bir lig maçı. Helsingborg faciasının beraberinde getirdiği acılar taze. Biletler pahalı. Tribünlerin yarısından çoğu boş. Takımda bir ton sakat ve kesik yiyen oyuncu. Rakip güçlü Gençlerbirliği. Hocası tanıdık; "Büyük Kaptan" Bülent Korkmaz. Fenerbahçe ve Beşiktaş yenilmiş. Yakalanacak bir fırsat, bozulan moralleri ve kötü gidişatı durdurup yeniden aslanın kükremesine vesile olacak bir fırsat. Kaçmamalıydı. Kaçmadı!
Düne gidelim. Ancak öncelikle uğrayacağımız yer Ali Sami Yen değil. Mekanımız Kayseri... Kayserispor "Avrupa Fatihi" Fenerbahçe'yi ağırlıyor. Şu dünyayı ben yarattım havasında olan takımı. Maçın başında gol buluyor Fenerbahçe. Sonra Brezilya karmasının Brezilyalılarından biri atılıyor oyundan. Kayserispor 2 tane çakıp şişen balonu patlatıyor. Geçtiğimiz hafta yakalanan haksızlığın acısı bir yerlerden çıkıyor.
Kayseri'de patlayan balonun sesi Ali Sami Yen'in boş tribünlerinden rahatlıkla işitiliyor. Rakip Gençlerbirliği. Hocası Bülent. "Kusura kalma Kaptan üzeceğiz seni bu gece"... Takımlar çıkıyor. Takımda bir dünya değişiklik. Geç yapılmış ama yerinde değişiklikler. Mehmet Topal var mesela maç sonunda herkesin ağzını bir karış açık bırakacak. Sonra Serkan Çalık var Hakan Şükür ile Ümit Karan'ı kulübeye postalayan. Kaleyi yine Orkun almış. Böyle idare edeceğiz bir süre, bir maç Aykut, bir maç Orkun. Kafasında Galatasaray'ı bitiren Sabri kulübede bile değil örneğin. Olmasın! Sonra Song var. Yenilik Song'un ilk kez bir karşılaşmaya takım kaptanı olarak başlaması. Yakıştı da Afrika Aslanı'na... Sonra 3.dakikada ayağına çarptı top. Yön değiştirdi, gol oldu. Endişe etmedi az sayıdaki taraftar. Çünkü istikrarsız takımın iyi oynadığı gündü o gün. Dakika 13 oldu sonra. Maç sonunda müsabakanın tartışmasız en iyisi olacak olan Mehmet Topal aldı topu. Düzeltti. Çaktı. 1-1 oldu! Baskılı oyununa golden sonra da devam etti sarı-kırmızılı takım. 30.dakikada bir başka genç yetenek Serkan Çalık buldu çerçeveyi: 2-1. İlk yarı da böyle bitti.
İkinci yarı başladı. Sağ kanattan tek paslarla yüklendi takım. Barış ceza sahasında kendini unutturan Lincoln'ü gördü. O da gol attı, 3-1 oldu. Dakika 49'du. Bu dakikadan sonra maçta futbol adına pek bir şey görülmedi. Sadece az sayıdaki taraftarın tribün şovu vardı izlenmeye değer. Galatasaray'ın galibiyeti kesin gibiydi. Gençlerbirliği yüklenemedi, Galatasaray zorlamadı. 90+3'de Tuna vurdu kafayı, Orkun izledi ve fark 1'e indi. Maç bitti. Galatasaray aynı puana sahip olduğu Sivasspor'un averaj ile önünde liderliğini sürdürdü.
Mikautadze ile oyun düzenini çok daha güçlü kılarsın
-
Dybala'nın ismi geçti, kimini heyecanlandırdı, kimi ise yanlış tercih dedi.
Ben heyecanlanmadım ama yanlış hamle olduğunu da düşünmedim. Geldiğimiz
sevi...
19 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder