3 Temmuz 2008 Perşembe

Bir Özür Her Şeyi Affeder mi?

Görmemişlik denizinin sularına öyle bir kaptırmışız ki kendimizi akıntıdan kurtulabilmek ne mümkün! Hatırlarsınız, geçen sezon başında ne büyük umutlarla getirilmişti Lincoln. Uzun zamandır okkalı bir 10 numara hasreti çeken taraftarın yüreğinde ilk defa umut çiçekleri filizlenmişti. Tabii olarak diğer futbolculardan biraz daha fazla ilgi gördü. Her maçtan önce gözler onu aradı. Bir Beşiktaş maçının sabahında kadro dışı kalınca taraftar hemen karalar bağlamaya başlamıştı. Aynı günün akşamı göstermişti ki Galatasaray'da her şey Lincoln değildi. Hiçbir zaman da olmamıştı. Yine taraftar vazgeçmedi Lincoln uğruna şarkılar söylemekten. Koca bir sezon geride bırakıldığında ise Lincoln'ün takımdan alıp götürdükleri takıma verdiklerinden çok daha fazlaydı. Yeni sezonda her şeyin daha iyi olacağına inanıyordu taraftar. Lincoln'den bu kadar kolay vazgeçmek olmazdı.
Eh, zamana yetişmek mümkün değil. Geldi çattı yeni sezon. Takım idmanlara başladı ama Lincoln efendi yoktu ortalıkta. Arkadaşları her gün sıcağın bağrında idmanda ter dökerken, kendisi ülkesinin kızgın kumsallarında güneşlenmekle meşguldü. 9 günlük bir rötarın ardından bu sabah ilk idmanına çıktı. Takım arkadaşları üzerinde yarattığı psikolojinin farkında mıdır bilinmez ama özürünü de diledi. Taraftar onu da kabul etti ve başladı yine haykırmaya: "Lincooooln, Lincooooln!"
Bir özür her şeyi affeder mi?

Hiç yorum yok: