
Cumartesi akşamı Beşiktaş'ın Gaziantepspor'u, dün de Fenerbahçe'nin lider Sivasspor'u mağlup etmesinin ardından Galatasaray'ımız deplasmanda vereceği zorlu mücadeleden mutlak galibiyetle ayrılmalıydı. Açıkçası sahaya çıkan ilk onbiri görenlerin umutlu olduklarını söylemek pek de doğru olmaz. Bu tip sözler söylemeyi sevmemekle birlikte yine de içimde kalmasına yüreğim elvermeyecek. Dün akşam sahaya sürülen Galatasaray ilk onbiri pek çok eleştirmen nazarında 1.Lig'de bile ancak mücadele edebilecek bir güce sahipti. Sahada formsuz bir Arda'nın oluşu, yaşı ilerlemiş bir Hakan Şükür'ün oluşu bu gerçeği değiştirmeyecekti. Lâkin birkaç hafta evvel de belirttiğim gibi söz konusu takım Galatasaray'dı ve bu takımın ne zaman ne yapacağı büyük bir muammaydı. Dün akşamki Galatasaray'ın sahada ortaya koyduğu futbol sadece kendi taraftarlarını değil rakiplerini de şaşırttı.
Galatasaray'da büyük krizler her zaman takıma olumlu yansımıştır. Bu iddiaya en yakın desteği ligin ilk yarısında oynanan Galatasaray-Beşiktaş derbisinde görmüştük. Lincoln ve Hakan Şükür'ün maç günü kadro dışı bırakılması önce takım içinde fırtınalar koparmış ancak akşam saatlerinde skor tabelasına Galatasaray'ın 1-0'lık üstünlüğü olarak yansımıştı. Bu hafta içinde de Sabri kadro dışı bırakıldı. Galatasaray da adeta bu savı desteklercesine Ankaragücü'ne deplasmanda 4 gol atıp, zirveyi yeniden ele geçirdi.
Uzun bir maç analizi yapmayacağım. Yalnız belirtmeden de edemeyeceğim. Oftaş maçının ardından "Sahaya şu takımın formasını koysanız kazanması gerekirdi" diye inleyen ben, bu maçın ardından "Galatasaray'ın adı ve forması kazandı" diyebiliyorum. Bunu derken de ekliyorum, Ghalatasaray çok çok iyi bir futbolla kazandı bu maçı. Ancak yine de insanın sinirini bozabilecek şeyler olabiliyor Türkiye'de. Rize'yi beşlediğimizde Rize'nin zayıflığından yakınan medyamız, şimdi de Ankaragücü'nün savunmasının amatörlüğünden dem vurur oldu. Yahu el insaf! Attığımız bir değil, iki değil. Şimdi ben size Gaziantep'in gelenekselleşen Fenerbahçe mağlubiyetlerinden neden bahsetmediğinizi ya da ne bileyim Fenerbahçe 3-4 attığında neden sesinizi çıkarmadığınızı sorsam olur mu? Olur aslında da ben Galatasaraylı'yım, bana yakışmaz. Ha bir de Ümit'in attığı mükemmel gol var... Alex atsaydı o golü öyle bir şişirirdiniz ki... Patlayıncaya kadar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder