İsyanım var. Uganda Futbol Ligi maçlarını izlemeye başlayacağım bundan gayrı. Eminim ki orada futbolu bizim anladığımızdan daha iyi anlıyor, bizim oynadığımızdan daha iyi oynuyorlardır. Bir yerlerden öğrenmemiz gerekiyor şu futbolu, bir yerlerden başlamamız gerekiyor.
Bir hafta boyunca heyecanla bekliyorsunuz taraftarı olduğunuz takımın maçını. Maç günü geliyor ve heyecanınız başlama vuruşuna kadar sürüyor. Sonrası malum... 90 dakikanın bir an evvel bitmesi yönünde kullanmaya başlıyorsunuz oyunuzu. 180 derece çark ediyorsunuz. Çünkü sahada futbol adına hiçbir şey olmadığı gibi, kazanmak için uğraş veren bir takım yoktur. Bitsindir artık o çile, çekemezsiniz belki de bile bile...
Turkcell Süper Lig'in 28.haftasına bakıyorum da, Sivasspor berabere kalmış, Beşiktaş liderlik fırsatını tepmiş, Fenerbahçe yine kaybetmiş... Bu nokta önemli tabii, Fenerbahçe'nin kaybetmesi... Çünkü 21.haftadan bu yana Fenerbahçe ne yaparsa biz de aynısını yapıyoruz. Yani Fenerbahçe yenilince, biz de yenilmiş sayılıyoruz. Korkum bu yöndeydi. Avantaj tepmeyi sever bizim takım. Bu kez öyle olmadı. Nonda'm sağ olsun!
Bu Galatasaray'ı anlamak epey güç. Taraftarıyla dalga geçmekte üstüne yok gerçekten. Bir hafta önce lige havlu atmış taklidi yapıyorsunuz, bugün bir de bakmışsınız kalan altı haftaya rağmen "Acaba" dedirtiyor insana! Tam da kendimizi kaderimize alıştırmaya çalışırken, yapılır mı bu be Galatasaray!
Maça gelirsek... Yok yok gelmesek daha iyi olacak sanırım. Zira maç hakkında kurulacak üç cümlem yok. Zaten ortada bir maç da yok. Akılda kalan anektodlara değinebilirim belki. Fotomaç manşetlerine taş çıkartarak Semih'in "kaya" gibi olduğundan bahsedebilirim, bir de Kewell'in maç sonrası açıklamalarına ne kadar sevindiğimi belirtebilirim. Az oynatıldığı ya da hiç oynatılmadığı için yakınılan Lincoln'ün 90 dakika sahada kaldığında da son derece basiretsiz kalabileceğini de kanıtladı bu maç. Görünen o ki Galatasaray için Lincoln, Lincoln için de Galatasaray defterinin kapanmasına pek bir vakit kalmadı. Tez zamanda olur umarım.
Sezonun bitimine altı hafta kala yaptığım hesaplar şampiyonluğu 1 puan farkla kaçıracağımızı öngürüyor. Fakat ben en azından Şampiyonlar Ligi için umutlandım diyebilirim. Aslına bakarsanız bu futbolu görünce, kendi inançlarımı bile sorgulamanın vakti gelmiş olabilir. Yine de, ne demişti üstad: "Galatasaray'ın adının olduğu her yerde umut vardır!"
Dybala gibi yıldız isim kovalanacağına, Arias gibi asker profiller daha
doğru
-
Jhon Arias ismi, yaz dönemi gündemde ciddi yer tuttu. Ağustos ayı boyunca
bu isi konuştuk ve transferin son günlerine doğru da bitti gözüyle
bakılıyordu...
1 gün önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder