Laudrup, Hagi, Perrin, Skibbe... Son zamanlarda Galatasaray'da gündemi meşgul eden isimlerden sadece birkaçı. Hepsi değil tabii ki, dahası da vardı. Anlamak güç değil, bu isimler Karl Heinz Feldkamp'tan boşalan teknik direktörlük koltuğu için muhtemel adaylardı. Taraftar olarak Commandante'yi istemedik... Onun teknik direktör olarak geldiğinde düştüğü durumu hatırladık. Aklımızda sahadaki haliyle kalması hem onun hem de bizim için en iyisiydi belki de. Laudrup'u çok istedik. Malum Getafe'de başardıkları herkes tarafından biliniyor. Talibi çok ama para veren yok. Perrin de kapalı kutuydu. Lyon'u şampiyon yapmıştı ancak zaten Fransız ekibi kendisinden önce de 6 senedir üst üste şampiyondu. Tüm sorunlarından arınmış bir kulübün zafer bayrağını rakiplerine devretmesi olası değildi. Geriye kalan adaylar içinde ise en güçlü seçenek olarak Alman teknik adam Michael Skibbe kalıyordu. Aslında kendisini yakından tanıyoruz. Çok değil 4-5 ay önce Almanya'da yaşadığımız 5-1'lik UEFA hezimetinde rakibimizin başında bulunan isimdi kendisi. UEFA Kupası çeyrek finalinde sonradan kupayı alacak olan Rus ekibi Zenit'e bize yaşattığı hezimetin bir benzeri ile elenmesi ve Bundesliga'da alınan 7'nci sıra kendisinin sonunu hazırladı. Genç isimlere önem vermesi ile tanınan teknik adam artık Galatasaray'ın başında. Takımımız ile 1+1'lik bir sözleşmeye imza atan teknik direktörün takımın komutasını eline almasından hoşnut değilim. Sorun kendisi değil, sorun Alman oluşu. Alman teknik direktörlerin sıkı disiplininden gına geldi bana. Yine de, umarım yanılan ben olurum.
4 yorum:
resmen kapalı kutu. bir taraftar olarak, şampiyon olduğumuz yılın ertesi sezonunda böyle bir kararı benimseyemedim. ligi tanıyan biri de değil, dünya tecrübesi olan biri de. varsa da bilmiyoruz. zaten sorun o, bilmiyoruz.
Ben fazlasıyla umutluyum. Diğer ismi geçenlerden daha kötü bir kariyeri yok, bir tek Deschamps'ın Şampiyonlar Ligi Kupası var, ki gelmesi çok zordu zaten.
Skibbe iyi, ancak artık şu çok netleşti ki yönetim sadece idari konularda değil teknik konularda da söz sahibi ve bunu devam ettirmek istiyor. Skibbe tercihinde de en önemli etken bu zaten. Ben de bundan pek şikayetçi değilim aslında. Adnanların ikisi de futboldan anlıyor ve takımı yeni gelecek herhangi bir teknik direktörden daha iyi tanıyor. Polat'ın ısrarlarıyla takıma kazandırılan Arda ve Mehmet Topal iki örnek en basitinden. Yani yeni dönemde teknik ve idari kadro işbirliği içinde çalışacak diyebiliriz.
scapula,
hatırladığım kadarıyla Deschamps Şampiyonlar Ligi kupasını futbolculuk yıllarında kaldırmıştır. Teknik direktörlük kariyerinde Monaco'nun başında iken Porto'ya karşı bir final oynamıştır, evet ancak onu da kaybetmiştir. Ha önemli olan elbette ki o raddeye geldikten sonra kupayı kaldırmak değil, bu da ayrı bir konu.
Teşekkürler yorumunuz için.
Bir anlık dalgınlık olmuş, çok haklısınız tabii ki.
Neyse zaten Deschamps diye biri kalmadı artık Galatasaray için, bir dahaki teknik direktör arayış sürecine kadar. Biz Skibbe'nin burada yaşayacağı finalleri konuşalım.. :)
İyi günler..
Yorum Gönder