Efsanevi teknik direktörümüz, Türk futbolunun içinde bulunduğu kısır döngüyü yıkan adam Jupp Derwall'in aramızdan ayrılışının üzerinden 1 yıl geçti bugün. Gariptir. Kaderin bir cilvesi sanki. Yıllar önce, Türkiye'ye geldiğinde, Türk futbolunu bir ağaç olarak ele alırsak eğer köklerin salınacağı bir yer yoktu. Derwall sayesinde Türk futbolcuları futbolun şartlarına uygun çalışma ortamları elde ettiler. Hepsinden öte topa vurmayı, "bam güm" oynamamayı öğrendiler. Bir devrimciydi Derwall. Türk futbolunda öyle bir devrime imza attı ki bu devrimin meyvelerini hâlâ yiyoruz. Avrupa kupalarındaki şerefli yenilgilerin yerini çıkılan üst turlar aldı. Şampiyon Kulüpler Kupası'nda oynanan yarı finalde onun izlerini görebilirsiniz. 17 Mayıs 2000'de Kopenhag'da, 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda elde edilen çeyrek finalde, 2002 Dünya Kupası'nda kazanılan üçüncülükte de... En sonuncusu ölüm yıldönümünden saatler önce gerçekleşti. A Milli Futbol Takımımız, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda yarı final oynadı. Belki finale de çıkacaktı ama karşısındaki takım Almanya'ydı. Derwall'in memleketi. Belli ki her şeyi öğretmişti bize futbola dair, Almanya'nın nasıl yenileceği hariç.
Kıssadan hisse vuralım. Derwall'in köklerini sağlam attığı ağaç büyümeye devam ediyor. Üstelik tek başına da değil artık. Tek ağaçla çıkılan yolda ağaçların sayısı her geçen gün artmakta. Bir ormana sahibiz demek mantıksız olmaz sanırım. Evet, o bir çığır açtı. Bırakıp gideli çok olsa da bu toprakları, onun izlerini inadına taşıyor Türk futbolu.
Saygıyla, Şef Gümüş Kıvrım...
Vinicius'un bu sezon aldığı süre 0 dakika, Aurier ise hala boşta
-
Geçtiğimiz sezonun Ocak ayı transferleri, Vinicius ve Aurier. Boey'in 30
milyon avro'ya satıldığı ortamda, ara transferde çok para harcamayalım adı
altı...
13 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder