Turkcell Süper Lig'de telafisi olmayan haftalar yaklaştıkça ligin tepesindeki ve tabanındaki gerilim de son hızıyla artmaya devam ediyor. Elbette ki bizi ilgilendiren taraf alt taraf değil. Türkiye Kupası ile birlikte ligi de zirvede tamamlamayı hedefleyen takımımız 2 haftalık mağlubiyet serisine ligin ikinci yarısının en başarılı ekibi Kayserispor'u 2-0'lık net bir skorla geçerek son verdi. Bir takım geçerli sebepler dolayısıyla tribündeki yerimi alamamış olmamın yanı sıra maçı televizyondan dahi izleyemedim. Maç oynanırken her 10 dakikada bir aradığım babam radyo görevi gördü. Maç sona erdiğinde duyduklarım Sabri'nin şaşırtıcı derecede güzel bir gol attığı, Lincoln'ün yine sahada boş boş dolandığı, rakibin iki büyük kozu Gökhan Ünal ve Mehmet Topuz'un nedeni bilinmeyen form düşüklüğü ve top oynamadan kazanılan bir 3 puana dairdi. Benim durumum ise bu hafta çok farklıydı. Cuma akşamı Beşiktaş'ın maçını kalabalık bir arkadaş ortamında takip edip açılan şom ağzım sayesinde Beşiktaş'ın 90+ galibiyetine devam etmesine vesile oldum. Bu da yetmedi pazar akşamı Fenerbahçe'nin Vestel Manisaspor'u 4-1 mağlup ettiği maçı Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda Fenerbahçelilerin bulunduğu tribünlerden birinde sinir krizleri eşliğinde takip ettim. Hayatımın anlamı Galatasaray'ın maçını ise televizyondan dahi seyredemedim. Lâkin bahanelerim gerçekten geçerli... Bunların hepsi bir sebepten ötürü vuku buldu. Acaba nedir, nedir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder