24 Mart 2008 Pazartesi

Ezik Olmanın Dayanılmaz Hafifliği

Bir insan nasıl ezik olur? Eğer söz konusu şahsın çekememezlik kat sayısı had safhadaysa ve geçmişinde yaşadıkları geleceğini kendisi açısından olumsuz olarak şekillendiriyorsa çok mümkündür. Söylemesi acı ama Fatih Akyel de bunlardan biri. Küçük yaşta hayallerini süsleyen ve tribünlerinin müdavimi olduğu takım ile yıllar sonra 2000 senesinde UEFA Kupası'nı kucaklammış, aynı yıl Florya'da bir Fenerbahçe maçı sonrasında kendisine hakaret eden bir Fenerbahçeli'ye yumruğu vurarak Galatasaray tribünlerinde sahip olduğu krediyi sağlamlaştırmıştı. Ertesi sene Real Madrid maçlarında öyle bir futbol ortaya koymuştu ki taraftarın gönlündeki yerini çok erken bir yaşta kazanmıştı. Galatasaray'ın yurtdışına futbolcu ihracatı yaptığı yıllardan biri olan 2002'de ise İspanya'nın Mallorca takımına transfer olurken yaptığı açıklamalar ile taraftarın gönlüne de su serpiyordu. Birçok Türk futbolcusu ile aynı kaderi yaşadı sonra. Avrupa'da başarıyı yakalayamayıp geri dönmeye yeltendi. Gücü bu kadarına yetiyordu. Para kazandırmadan bıraktığı kulübüne geri dönmek isterken kendini Fenerbahçe'de buluyordu. Bir zamanlar yapılan şovların hepsi profesyonelliğin bir göstergesi oluveriyordu. Atılan imzanın ardından yapılan sinir bozucu konuşmalar, bir Fenerbahçe maçında Bülent Korkmaz'a yaptıkları, Ali Sami Yen'de yenildikten sonra bile taraftara dönüp el kol hareketi yapmasına kadar yine bile bu kadar büyütülmemişti ihaneti. Sonra gün geldi devran döndü. Fenerbahçe kapı dışarı etti kendisini. Peki o ne yaptı? Florya kapılarında sabahladı. Tek isteği bir zamanlar "yuvam" dediği Galatasaray'ın kapılarından içeri yeniden adım atabilmekti. Dönemim ikinci başkanı Ergun Gürsoy kendisine kefil oldu ve onu "evladı" olarak gördü. Dönemin başkanı Özhan Canaydın ise taraftar ile bir kez daha zıtlaşmamak için "Ben bu kulübün başında olduğum sürece Fatih Akyel kulübün kapısından içeri giremez" diyerek olaya son noktayı koydu. Kendisi şimdi lig sonuncusu Kasımpaşa'da hak ettiği kariyeri yaşamakla meşgul...
Yukarıdaki fotoğraf ise geçtiğimiz cuma günü Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda çekildi. Rengini bir türlü belli etmeyi beceremeyen insan karşısına çıktığı kitleye göre maske değiştirmeye devam etti. Kendisini tribünlere çağıran Fenerbahçe seyircisini elleri ile yaptığı "6" işareti ile selamladı. Kime ne anlatmaya çalıştı bilemeyiz ama en azından hangi tarafa daha fazla yakıştığını bir kez daha kanıtlamış oldu. İnsan biraz da kendine bakmalı tabii. Ne de olsa formasını giydiğin takım lig sonuncusu... İnsanlar layıkını gerçekten buluyor! Eninde ya da sonunda...

Hiç yorum yok: