skip to main |
skip to sidebar
Fransa'daki mücadelede beklenen oldu aslında. Olympique Lyonnais'in şampiyonluğa koymuş olduğu 7 yıllık ambargoyu ortadan kaldırmak istiyordu Bordeaux. Akıllarının hafta sonunda oynayacakları Saint-Étienne maçında olduğu belliydi. Yine de saha çıkıp "Buyurun, tur bizden size armağan" demelerini bekleyen yoktu sanırım. Fiziksel olarak son derece sağlam bir takım vardı karşımızda. Nitekim maça korktuğumuzu başımıza getirecek bir tempoda başladılar. İlk on dakikalık periyot sonunda hangi Galatasaraylı kara kara düşünmemiştir ki? Neyse ki Bordeaux'un baskısı bununla sınırlı kalacak, söz konusu dakikalarda Chamakh'ın direkten dönen topundan başka maç boyunca net bir pozisyona dahi giremeyeceklerdi. Hiç kuşkusuz bunda Ayhan ve özellikle Mehmet Topal'ın harikulade futbolunun payı büyük. Baros'un kuvvetli savunma oyuncuları arasında yitip gitmesi, Lincoln'ün takımın en kötüsü olması ve hücumu destekleyememesi, Kewell'in tüm iyi niyetine karşın üçlü savunma anlayışında etkisiz kalması Galatasaray'ın en büyük handikapıydı dün gece. Kanımca Galatasaray çok daha iyi bir skor elde edebilirdi ancak son iki maçta alınan başarısız sonuçlar sonrası takım biraz daha temkinli oynamak zorunda kaldı haliyle. Öyle ya da böyle bir maçı daha tamamladı Galatasaray. Pek de iyi oynamadığı maçtan golsüz beraberlikle ayrılarak tur şansını İstanbul'a bıraktı. Kanımca şimdi işimiz çok daha zor. Bordeaux oyun disiplininden kopmayacaktır. Galatasaray'ın son zamanlarda Ali Sami Yen Stadı'nda gereksiz telaş yaptığını ve bu maçta mutlaka galibiyetle ayrılması gerektiğini de düşünürsek tur ortada görünüyor. Hülasa Ali Sami Yen'de önümüzdeki hafta kıran kırana bir mücadele verilecek ve umuyoruz ki bir şekilde tur atlayan taraf Galatasaray olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder