27 Ağustos 2007 Pazartesi

Galatasaray: 1 - Ankaragücü: 0

Turkcell Süper Lig'de 2007/2008 sezonunun 3.haftasında dün Ali Sami Yen'de lig ikincisi Ankaragücü'nü ağırladık. Beş maçlık seyircisiz oynama cezamızın ikinci halkasını oluşturacaktı bu maç. İlk iki hafta itibarıyla attığımız 5 gol karşılık kalemizde hiç gol görmemiş ve liderliğe kurulmuştuk. Haliyle bu maçta da galibiyetten başka bir şey düşünülemezdi. Ancak Galatasaray durumu pek de içaçıcı değil...
Maça Orkun, Servet, Volkan, Uğur, Song, Arda, Lincoln, Ayhan, Sabri, Hakan ve Ümit ilk on biri ile başladık. Aslında bakılırsa "kaleyi gördüğünde şut çek" felsefesi beraberinde birçok pozisyon getirdi. Bunu maçında başında önce Servet'in altı pastan topu kaleciye nişanlamasıyla anladık. Ardından Arda ve Sabri yokladı. Sonuç yok! Dakikalar 22 olunca Lincoln yine "yıldız farkı"nı gösterdi ve müthiş bir golle Galatasarayımızı 1-0 öne geçirdi. İlk yarıda Ankaragücü'nün nerdeyse hiç pozisyonu yoktu. Hatta bunu maçtan sonra yaptığı yorum ile en iyi Ahmet Dursun anlatıyordu: "40-50 kere geldiler kalemize. Yedik sonunda"... Yersin tabii. Rakibinde skora etki edecek adam olursa yersin. Ancak insan sormadan edemiyor "Lincoln olmasa ne halt yeriz?" diye. Puan tablosunda bulunduğumuz konumda olmayacağımız kesin.
İkinci yarıda ise taraftarı kanser edecek bir oyun anlayışıyla sahadaydık. Yanlış hatırlamıyorsam Galatasaray en son 1-0'ın üstüne yatmaya çalışıyordu. Üst üste 2 pas yapamayan takım tamamen bir an önce maçı bitirmek istiyor gibiydi. Sonunda istedikleri oldu ve kazasız belasız bir haftayı daha geçtik. 9 puan ve averajla liderliğimiz devam etse da sahada gördüklerimiz ilerisi için umut vermiyor. Maçtan sonra taraftarlardan bazıları oynanan oyunu da beğenmiş. Çok pozisyona girmenin iyi oynamak olmadığını da hatırlatmak isterim o arkadaşlara. Özellikle Ümit ve Hakan'ın sahada yokları oynaması, "alın da atın" dercesine aldıkları pasları cömertçe heba etmeleri forvet transferi konusunda "belki olmayabilir" diyen yönetime tehlike çanlarının çaldığını haber veriyordu sanki.

Hiç yorum yok: