Garip ve sinir bozucu bir havası vardı cumartesi gününün. Pazar günleri nasıl bir sıkıntı kaplıyorsa insanın içini geride bıraktığımız cumartesi gününün üzerimizde yarattığı etki de bunun bir benzeriydi. Kapıya dayanmış vize haftası, başına oturulan ders kitaplarının ve projelerin bir türlü bitmek bilmezliği, üstüne üstlük aynı salonda arka arkaya oynanacak olan iki derbinin kana karışan heyecanı... Ayhan Şahenk'te önce Fenerbahçe'yi konuk ettik. Bayan basketbol takımımız Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda farklı mağlup ettiği rakibini bu kez ligde kendi seyircisi önünde mağlup etmek gayesiyle çıktı parkeye. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Rakip Fenerbahçe'yse, zaten genellikle hesaplar çarşıya uymuyor bizde. Makus talihimiz midir, yoksa gerçekten bahtsız mıyız, bilemiyorum. 6 gün içerisinde ikinci Fenerbahçe mağlubiyetimizi aldık. Sonrasında Efes Pilsen maçı vardı. Ne moral kalıyor ne de başka bir şey tabii. Boynumuza doladığımız atkının hatrına oturmuyoruz yine de yerimize. Skora bir etki yapmaya çalışıyoruz son bir gayretle ama nafile. Sahadaki beşli tribünden de kötü olunca günü iki mağlubiyetle kapatıp, ders kitaplarının başına geri dönüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder