3 Kasım 2008 Pazartesi

Bandırma Banvitspor: 86 - Galatasaray: 95

Üç yıl öncesi... Galatasaray erkek basketbol takımı ligin son haftasına girildiğinde küme düşme tehlikesiyle karşı karşıya... İşin playofflarda şansa bırakılmaması için deplasmanda Bandırma Banvitspor'a karşı bir son hafta galibiyetinin koparılması şart. Tüm iyi niyetine karşın, sadece alabileceği muhtemel bir galibiyet için sahaya çıkmış olan sarı-kırmızı formaların karşısında gereksiz bir sinir harbi, nefret var. Bandırma'da her rengi bulmak mümkün. Turuncu az, yanına lacivert getirilmiş sarı ise olabildiğine fazla. Abdi İpekçi'de Fenerbahçe'ye karşı mı mücadele veriyorduk yoksa Bandırma'da mıydık bilemez konumdaydık. Maç yediğimiz küfürlerle başladı, başladığı gibi de bitti. Galatasaray'ın kaybetmesi için hazırlanan ortamda istenilen olmuştu. Galatasaray'ın işi playoff'a kalmıştı. Kınalar ellerden kasıklara doğru yönelmeye başlamıştı. Fakat Galatasaray küme düşmemişti tabii. Köpek-dua-kemik üçgeni arasından sıyrılmayı bilmişti her zaman.
O günden bu yana çok şey değişti. Artık ne Galatasaray'ın eski acizliğinden ne de Bandırma'daki "renklerin kardeşliği"nden eser var. Geçen sezon yeniden yapılanma sürecindeki bir takım için başarılı sayılabilecek bir mertebeye erişen, ULEB Kupası'nda yarı finale kadar yükselen Galatasaray'ın yenilenen kadrosuyla bu sezonki hedefleri daha büyük. Ve gerçekten öyle hedefi olmayan, daha doğrusu hedefini rakiplerine göre kuran Banvitspor gibi takımlara karşı maç kaybetmeyi kabullenmeyecek bir takım olduk. Guroviç-Ziziz-Graves üçlüsü takımı sırtına alma görevini üstlenenler oldu bu maçta. Bandırma'yı 95-86'lık galibiyetimizle sessizliğe boğup, Avrupa Kupası 2.Ön Eleme Turu'nda karşılaşacağımız KK Buducnost maçı için İstanbul'a geri döndük.

Hiç yorum yok: