3 Kasım 2008 Pazartesi

Galatasaray: 3 - Gaziantepspor: 1

Gaziantepspor birçok Anadolu ekibi gibi bu sezonun etkili takımlarından. Teknik direktör Nurullah Sağlam transfer sezonunda ince eleyip sık dokumuş, kulüp bütçesine uygun isimleri takıma kazandırmıştı. Bunların içinde "Pele'nin 10 numara giydiği takımdan 10 numara olarak geldim" diyen Tabata var mesela. Sezona şaşırtıcı bir performans ile başladı ve kısa zamanda kalitesini gösterdi. Ligin ilk haftasında Fenerbahçe'yi mağlup ettikleri karşılaşmada takımına galibiyeti getiren golü de kendisi kaydetmişti. Hülasa zaten büyük takımların baş belası olan Gaziantepspor bu sezon fazlasıyla şampiyonluk yarışını kızıştıracak sonuçlar alacak gibi görünüyordu. Bu bakımdan, ki ligde kendileri ile yaptığımız son 4 maçtan galibiyet çıkaramamış olduğumuz gerçeğini de hesaba katarsak, Gaziantepspor maçının çok zor geçeceğini tahmin edenler yok değildi. Çünkü Galatasaray da son derece yanarlı dönerli bir performansa imza atıyor bu sezon. Daha doğru bir tabirler futbolcular maç seçiyor. Zaten mevcut olan kapasitelerini istediklerine canlarının istedikleri maçta gün yüzü gösteriyorlar. Ligde ve kupada ardı ardına alınan başarısız sonuçlar ve Olympiakos karşılaşmasında sergilenen üst düzey futboldur bana bunları söyleten. Beklenenin aksine ben dün akşam Galatasaray'ın net bir skorla sahadan galip ayrılacağına inanıyordum, öyle de oldu. Çünkü bu takım kazanmak zorunda kaldığında ne hikmetse rakip falan tanımıyor.
Maç öncesi tribünler kıpır kıpır. "Alemin Kralı" Ali Sami Yen'in çimlerine ayak bastığı an stadyumda 90'lı yılların efsane parçası Daddy Cool çalıyordu. Çok dinledim zamanında ama Ali Sami Yen Stadyumu'nda çalındığına ilk kez tanıklık ediyordum. Neyse, güzeldi, tribünler biraz daha hareketlenmişti. Kewell'a hafta içinde basının yapıştırdığı "Hasta" yaftasına tribünler tek vücut olmuş halde karşılık verdi. Bunu da Kewell'a sahip çıkarak yaptı. Avustralyalı maçtan önce tam 3 kez tribünleri dolaştı ve neredeyse tam anlamıyla ısınamadan maça başlamak zorunda kaldı. Öte yandan en büyük ilgilerden birine de Arda Turan mazhar oldu dün gece. Ahmet Çakar'ın Arda'ya sarfettiği hakaretler alındı, çevrildi ve ilgili şahsa geri postalandı. Arda'ya da sahip çıkıldı, moral verildi. Tüm bunlar haricinde tribünlerin bir numaralı gündem maddesi 9 Kasım'da oynanacak olan Fenerbahçe karşılaşmasıydı. Hani rakibin Gaziantepspor olduğunu bilmesek Fenerbahçe'yle oynuyoruz sanacağız.
Eskişehirspor'dan 4 gol birden yiyen, Türkiye Kupası'na beraberlikle başlayan takım için zorlu Benfica deplasmanı öncesi ligde alınacak bir galibiyet hem takımın moral kazanması hem de ligde üst sıralardan kopulmaması adına son derece önemliydi. Son haftalardaki tanıdık onbir sahadaydı. Sadece kart cezalısı Lincoln takıma yeninden dönüyordu. Kendisinde bu sezon çok değişiklik olduğu aşikar. Geçen sezonki eleştiri başında savdı, artık kafası da rahat. Birkaç ay önce "Git artık" demiştim kendisine, sanırım ben gitsem daha iyi olacak :) Bu adam böyle oynasın ben daha ne yazılar yemeye hazırım.
Galatasaray beklendiği üzere maça hızlı başladı. Filhakika bu etkili oyun ilk 10 dakika sonunda skora 2-0 Galatasaray üstünlüğü olarak yansıdı. Önce 9'uncu dakikada sahneye Kewell çıktı. "Oz Büyücüsü" lakabının hakkını vermeye ve dolayısıyla taraftarı büyüleme işlemine devam ediyordu. Arda Turan'ın sol kanattan ceza sahası içerisinde öne kaçan Kewell'i gören pasında klas kokan bir tek vuruşla Galatasaray 1-0 öne geçti. Tribünler daha birbirlerine sarılma işini bitirmemişti ki Baros'un kaleciden dönen topunu Lincoln şık bir plase ile tamamladı ve fark ikiye çıktı. Dakikalar 10'u gösteriyordu... Bu dakikadan sonra tempoyu yine de düşürmeyen takım Baros, Arda ve Lincoln ile çok net pozisyonlardan yararlanamadı. 39'uncu dakikaya dek rakibine yenilmeyen takım Arda'nın reflekslerine yenildi. Bu dakikada Arda ceza sahası içinde topa eliyle müdahale edince penaltı noktası işaret edildi. Tabata bu vuruşu gole çevirinde ilk yarının skoru tayin edildi. Devre arasında ise futbolcular dışında kimse dinlenmeyecekti.
Futbolcular ikinci yarıya hazırlanmak için soyunma odasının yolunu tutarken, stadyum hoparlörlerinden Boney M.'nin Daddy Cool'u bir kez daha yükseldi. Tam şarkı bitti derken Kapalı tribün yapacağını yaptı. Şarkının "Daddy, daddy cool" olarak devam eden nakarat kısmı önce "Harry, Harry Kewell" yapıldı, sonra "Arda, Arda Turan" oldu... İkinci yarı başlarken tribünler hâlâ aynı besteyi söylüyordu. Besteden nasiplenememiş her futbolcunun gönlü de alındıktan sonra, nakarat kısmı "Fener, geliyoruz" oldu. Çok eğlenildi, çoook!
Sonra tahmin edebileceğiniz üzere ikinci yarı başladı. İlk yarıya oranla tutuk bir Galatasaray vardı sahada. Ankaraspor maçında 1-1'in üstüne yatan takımla hemen hemen aynıydı. Gaziantepspor gol yollarında biraz etkisiz kalınca 82'nci dakikaya kadar skor değişmedi. Söz konusu dakikada savunmadan bir uzun topla çıktık. Oyuna sonradan dahil olan Ümit Karan iki rakibinin üzerinden topu ceza sahasına aşırttı. Topla buluşan Arda da affetmedi tabii ki: 3-1. Karşılaşma bu skorla biterken çanlar bir derbi vaktinin daha kapıya dayandığını işaret ediyordu.

Hiç yorum yok: