20 Ekim 2008 Pazartesi

Galatasaray: 3 - Trabzonspor: 0

Öyle bir teknik adam düşünün ki göreve getirileli henüz 3 ay olmuşken gerek görsel gerekse yazılı basında gönderilmesi tartışılıyor. Üstelik kendisini takımın başına getiren yönetim kısa bir süre önce yardımcılarını Florya'dan kapı dışarı etmiş... Sahip olduğu kadro Türk Milli Takımı'nın belkemiğini oluştursun... Tüm yorgunluğun yanına tatlı niyetine bir türlü düzelemeyen sakatlıklar eklensin... Teknik adam da yemeyip yanında yatsın. Stres, stres ve daha fazla stres... Michael Skibbe'nin görevinin başına geçtiği günden bu yana Galatasaray çatısı altında yaşadığı başka bir şey yok. Eminim ki dün alınan net sonuca ve güzel futbola rağmen karşılaşmanın kaybedilmesini isteyen yöneticiler dahi vardı. Güzellikle kapıyı gösterdikleri adam istediklerini yerine getirmeyince işi başa düşürmekten başka da bir şey kalmayacaktı. Herkes "vurun abalıya" edebiyatı ile günlerini geçirirken, Skibbe tüm bu sıkıntı içinde takımını lig lideri Trabzonspor ile yapılacak maça hazırlamakla meşguldü. Kendisine "Git" diyemeyen ve adeta parmaklarında oynatıp, herhangi bir açıklama yapma gereği duymayan yönetime mesajını 3-0'lık Trabzonspor galibiyetiyle verdi. Karşılaşmanın bir bölümüne damgasını vuran güzel futbol da cabasıydı.
Mehmet Topal'ın bir türlü iyileşememesi, Linderoth'un müzmin sakat oluşu bu haftaya kadar önliberoyu Ayhan ile kurmayı gerektirmişti. Fakat takımın çok gol atmasına karşın çok fazla gol yemesinde bunun payı çok yüksekti. Zira Ayhan Akman hücuma gereğinden fazla destek veren bir önliberoydu. Steaua Bucharest maçında Meira'yı önlibero oynatma tercihi ters tepen Skibbe, aynı taktiği bu kez Trabzonspor karşısında deneyerek bir nevi totem denedi. Keza bu defa tuttu. Savunmada Servet'in yanına, benim deyişimle, "Cannavaro Emre" çekildi, Meira da Ayhan'ın yanına monte edildi. Bu işe yaradı... Özellikle maç boyunca Meira'nın maçın en iyisi, Emre'nin de savunmanın en iyisi olduğunu gördüğümüz için bunu söyleyebiliyorum. Ayrıca De Sanctis'e de ayrı bir paragraf açmakta fayda var... Takımı Şampiyonlar Ligi'nden eden Aykut gibi yerinde saymaktansa, toplara çıkmayı çok iyi beceriyor ve bunu çok seri bir şekilde eyleme döküyor. Refleksleri ve kurtarışları da sezon sonuna selam çakıyor. Sanctis dün gece resmen İtalyan Milli Takımı'nda neden bulunduğunu uygulamalı olarak gösterdi.
Maça gelelim... Pek iyi başlamadık. Savunma kendi bulana kadar rakibi defans arkasına gereğinden fazla kaçırsak da De Sanctis bu pozisyonların tehlike arz etmesine olanak tanımadı. Trabzonspor tek hatası Ali Sami Yen'e kendilerine çok güvenerek gelmeleri oldu. Tabii ki bu kötü bir şey değil, ancak yeni kurulmuş bir takım olduklarını unuttular. Netekim 25'inci dakikada Arda'nın orta şut karışımı muhteşem golüyle kilitleri çözüldü. Hemen arkasından Servet sahne aldı, perdeyi 60'da Lincoln kapattı. Oyuna sonradan dahil olan Aydın Yılmaz'ın performansı da dudak uçuklattı. Aydın ortaya koyduğu performans ile "Birkaç hafta sonra tozu dumana katıyorum" mesajı verdi, biz de aldık onu...
Yazıyı kapatmadan önce Lincoln hakkında da birkaç kelam etmek istiyorum. Gelenekselleşti artık, biliyorum. Hatta "Lincoln'de Bu Hafta" adlı bir köşe açsam fena da olmaz hani. Neyse... Lincoln dün gece de bu sezonki "iyi" performansını devam ettirdi. Ancak üzerindeki lakaytlığı ve taraftara oynama arzusunu bir türlü atamıyor. Muhteşem bir gole imza attıktan 1 dakika sonra kırmızı kart görerek oyunu terk eden bir adam... Olabilir tabii... Ancak ilk yarının henüz başında gördüğü sarı kartın ardından oyundan atılıncaya dek hakemle uğraşması, attığı golün akabinde köşe bayrağını yerinden çıkarıp yaptığı dansa alet etmesi kabul edilemez. Yine de Lincoln tüm bu pozisyonlarda hakem Bünyamin Gezer'in inisiyatifine geldi. Adam bir bekledi, iki bekledi, üçüncü de sabrı tükendi. Golden sonra yapılan santrada topu tokatlayınca boynu bükük soyunma odasının yerini tuttu. Bu kadar sakat oyuncunun bulunduğu bir dönemde profesyonelliğe hiç yakışmayacak bir harekete da imzasını attı.
Velhasılı kelam, takımın her geçen gün daha iyiye gittiğini söyleyebiliriz. Biraz saha sağlam bir savunma ile Olympiakos'u yenemememiz için hiçbir sebep yok!

2 yorum:

Juan y Fer dedi ki...

Hello,
it was normal this result, cause Galatasary has much more experienced players.
Regards,
http://saqueneutral.blogspot.com/
(a blog about sport in English and Español)

Anıl dedi ki...

It's good to see you here Juan.

First, I thank you for your comment. Actually, I don't really care Turkish Super League this season. I want to see my team promoted to at least quarter final in UEFA Cup. But, I know we should be realist. This title has many strong teams such as AC Milan, Schalke, Benfica, Valencia, Manchester City etc. Our job will be so difficult.
On the other hand, Trabzonspor has got very talented players such as Yattara, Gökhan Ünal and Rigobert Song. Especially, they've bought 21 players in the last transfer period. Although they are a new team, they feel so brave. If they got a defeat like 3-0, because they trusts themselves so much.

At last, I hope we may beat Olympiakos tomorrow :)

Regards from Istanbul...