11 Nisan 2008 Cuma

Gençlerbirliği: 0 - Galatasaray: 1

Her hafta aynı masallar okunuyor Turkcell Süper Lig'de. Hem de anlatanlar öylesine etkili anlatıyorlar ki bu masalları kamuoyunu anında derin bir uykuya daldırıyorlar. Güç bela ayık kalmayı başaranlar daima kötülerin kazandığı bu masallara şiddetle karşı çıksalar da sesleri kimseyi uykudan uyandırmaya yetmiyor.
Bir hafta önce İnönü Stadyumu'nda Beşiktaş'ı şaibeli bir golle mağlup eden ve ceza alanı içinde ellediği toplar görünmeyen Fenerbahçe bu hafta oynanan Kayserispor maçında yıllarca unutulmayacak ve tarihin altın sayfalarına kara bir leke olarak geçecek bir galibiyete imza attı. Sahada Kayserispor teknik direktörü Tolunay Kafkas'ın deyimiyle tam bir zavallı vardı. Söz konusu zavallı maçın hakemi Hakan Sivriservi'den başkası değildi. Hani hep sorarız ya Şampiyonlar Ligi'nde, Avrupa Şampiyonası'nda ve hatta Dünya Kupası'nda üçüncü hatta dördüncü dünya ülkelerinden hakemler maçlar yönetirken Türkiye'den neden hakem çağrılmaz diye, işte bunun cevabını uygulamalı olarak, tüm futbol kamuoyunun gözlerine gözlerine sokarak verdi Hakan Sivriservi. Dünya futbol tarihinin en komik penaltısını mağlup durumdaki Fenerbahçe lehine çalması yetmedi, nereden baksanız 2 dakika bile durmamış maça 5 dakika ilave edip 90+6'da Fenerbahçe'ye galibiyet golünü de dolaylı olarak hediye etti. Her zaman mali durumunun yüksekliğiyle, stadyumu ile ve takıma kazandırdığı dünyaca ünlü yıldızlarla övünen Fenerbahçe Turkcell Süper Lig şampiyonluğu için hakemlerin yardımına muhtaç kalmış. Gerçekten büyük takımmış şu Fenerbahçe...
Peki 29.haftada Galatasaray cephesinde neler yaşandı. Gençlerbirliği maçı arifesinde teknik direktör Karl Heinz Feldkamp ve ekibinin istifası gündemde bomba etkisi yarattı. Takımdaki eksikler, rayına oturtulmayı bekleyen idari sorunlar ve adaletsiz bir ligdeki yarışına devam etmesini engelleyemezdi Galatasaray'ın. Engelleyemedi de... Patates tarlasını andıran bir zeminde en sonra Tromso'ya karşı oynamıştık hatırladığım kadarıyla. O vakitler Avrupa'ya erken havlu atmamıza sebebiyet veren zemin bu kez de azizliğini konuşturup Galatasaray'a şampiyonluk yolunda bir çelme takabilir miydi? Her ne kadar teknik yönlerini konuşturamasalar da mücadeleci yönlerini ortaya koydu üzerlerine sarı-kırmızı formayı geçirenler. Maç sona erdiğinde sarı-kırmızı formalar balçıkla kaplıyken, kırmızı-siyah formalar saat 19:00'da nasılsa o vakit de öyleydi. Nitekim futbol her zaman nankör değildir. Teknik heyetsiz Galatasaray 88.dakikada Lincoln'ün ayağından bulduğu altın gol ile bıyık altından gülenleri bir hafta daha hayal kırıklığına boğdu. Kalan haftalarda ipleri kendi elimizde tutmayı başardık. Adaletsiz ligin adaletinin dağıtılacağı hafta olan 32.haftayı heyecanla bekliyoruz...

Hiç yorum yok: