Geride bıraktığımız salı günü Türkiye Kupası yarı finalinde deplasmanda aldığımız 1-0'lık mağlubiyetin rövanşında Ali Sami Yen'de Gençlerbirliği'ni konuk ettik. Kupanın çeyrek finalinde Fenerbahçe'yi eledikten sonra hemen hemen herkes kupanın alınacağına kesin gözüyle bakıyordu. Ancak yapılan teknik hatalar ve Trabzonspor maçının yorgunluğu Galatasaray'a pahalıya patladı. 1-0'lık deplasman yenilgisinin rövanşında Gençlerbirliği karşısında teslim bayrağını salladık. Koca maç boyunca pozisyon üretmekte zorlanmış olduğumuzu geçelim, Gençlerbirliği'nin tarihi bir farkı kaçırdığını da ekleyelim. Aslında maça çok da kötü başlamadı Galatasaray. İlk yarım saatte Gençlerbirliği kalesini ablukaya alıp şut üstüne şut yağdırılmasına karşın top kaleye girmemekte direndi. 30'uncu dakikadan itibaren oyunda üstünlük rakip takıma geçti. Karşılaşmanın kilit dakikası ise 60'ıncı dakika oldu. Bu dakikada takımın teknik sorumlusu Cevat Gürer, Servet'i oyun dışına alıp orta sahayı beşledi. Haliyle artık dünya futbolundan silinen 3-5-2 tozlu sayfalardan Galatasaray futbol takımına ulaştırıldı. Maçın bitmesine 30 dakika varken alınacak bir risk değildi bu. Hele savunma Servet'ten alınıp Emre'ye yıkılacaksa... Zaten değişimin ardından tehlike akın akın kendini belli etmeye başladı. Gençlerbirliği pozisyon pozisyona girdi. İlk maçın sonucundan bihaber olan biri gole ihtiyacı olan tarafın Gençlerbirliği olduğu sanırdı. 15 dakika devam eden direnişin akabinde Gençlerbirliği toplarından bir tanesi 74.dakikada Ali Sami Yen'in surlarından birini yerle bir etti. Şehir düştü...
Kalan dakikalar pek bir şey getirmeyecekti. Maç başından beri tek bir gol atmakta zorlanan takım kalan 15 dakikada 3 gol birden bulamayacaktı. 89'da Ümit'in ayağından gelen gol karşı taarruzun başarıya ulaşmasına yetmedi. Maç başından beri vasat bir futbol ortaya koyan Lincoln de uzatma anlarında kazanılan uyduruk penaltıyı kaçırarak kötü oyununu taçlandırdı.
"Şampiyonluk bizim, kupa bizim" diyorduk! Kupa kaçtı avuçlardan. Fenerbahçe'yi elemenin de pek bir manası kalmadı artık. Ne denir kaybedilen maçların ardından; "Önümüzdeki maçlara bakacağız"... Bakmalıyız! Kupa kaçtı, bari lig kaçmasın!
Mikautadze ile oyun düzenini çok daha güçlü kılarsın
-
Dybala'nın ismi geçti, kimini heyecanlandırdı, kimi ise yanlış tercih dedi.
Ben heyecanlanmadım ama yanlış hamle olduğunu da düşünmedim. Geldiğimiz
sevi...
12 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder