Takımın mağlubiyetle noktaladığı her müsabakayı takiben yükselen "Ulan geçen seneki, neydi adamın adı, hah, Cevat hocayı takımın başına koysak şampiyon oluruz" nidalarına her daim bıyık altından gülmüş biriyim. Bu kadar mıydı futbol? Türkiye'de öyle... Kondisyonerinizi ligin bitimine hafta kala takımın başına getirirsiniz, takım 18 puanı toplar ve şampiyon olur. Siz de koltuğunuzda gerine gerine kondisyoneri Alex Ferguson bellersiniz. İleride işler yolunda gitmediğinde bilmişliğinizi konuşturabilmeniz için bir isim lazımdır size.
Merak ediyorum 2007/2008 sezonunun son haftalarında takımın başına geçinceye kadar kaç Galatasaraylı biliyordu Cevat Güler adını? Kalan haftalarda yaratılan sinerjinin mimarlarından biri olduğunu yok sayamama tabii ama taktisyen değildi sonuçta. Geride bıraktığımız sezonda da az emek vermedi Galatasaray'a. Önce Skibbe'nin sonra da Kaptan'ın kahrını çekti. Rijkaard'ın Neeskens ile beraber gelmesi onun sonunu az çok belli etmişti aslında.
Yolun açık olsun Cevat hoca.
Dybala gibi yıldız isim kovalanacağına, Arias gibi asker profiller daha
doğru
-
Jhon Arias ismi, yaz dönemi gündemde ciddi yer tuttu. Ağustos ayı boyunca
bu isi konuştuk ve transferin son günlerine doğru da bitti gözüyle
bakılıyordu...
15 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder