Hakan Şükür, Ergün Penbe, Arif Erdem, Hakan Ünsal, Gheorghe Hagi, Ümit Davala... Biraz zorlasam birkaç isim daha ekleyebilirim bunlara. Hepsinin ortak noktası birer Galatasaray efsanesi olmaları. Hepsinin bir diğer ortak noktası gereken vefayı görememeleri. Bu noktada tükürükler saçarak "Fakat onlar da ısrarcı olmasaydı" diye çıkışanlar olabilir. Zira bu ayrı bir yazı konusu...
Bugün Galatasaray Dergisi'nin 80'inci sayısını aldım. Adnan Polat'ın aylık nutkunu okumaya başladım. Başkan döktürmüş yine... Harfine dokunmadan aktarıyorum: "Frank Rijkaard ile başlayacak yeni dönemde Camiamızdan ve taraftarlarımızdan en büyük dileğim sabırlı olmalarıdır. Yeni teknik direktörümüzün Barcelona'da görev yaptığı 5 yıllık dönemde altyapıdan almış olduğu oyuncular, bugün dünyanın en büyük kupalarını kazandılar. Bu, sabır isteyen bir sürecin sonunda gerçekleşti. Türkiye'de maalesef büyük kulüpler taraftar ve camiası ile bu sabrı göstermekte cömert olmamıştır." Eh, pes doğrusu. Sen misin sabırdan söz eden sayın başkan?
Bülent Korkmaz yazının ilk cümlesindeki isimlerin en başına kondurulmalıdır belki de. Şimdi başlamayacağım yine "Şu kadar yıl, tek takım" muhabbetine, neticede dost da düşman da biliyor Kaptan'ın ne olduğunu? Galatasaray'ın sıkıştığı anlarda günah keçisi bulma gibi bir huyu vardır ya, işte, Bülent Korkmaz bu geleneğin son temsilcisiydi. Şimdilik diyelim, zira bu geleneğe koyacak nokta bulmak samanlıkta iğne aramak ile eşdeğer. Kaptan geri çevirmedi Galatasaray'ın teklifini, aksi düşünülemezdi. Şaka gibi bir 15 maçlık dönem yaşadı Galatasaray'da. Galatasaray taraftarından küfür yediği gün birçok şeyin artık eskisi gibi olmayacağını anladık. Ne onun için, ne benim için ne de taraftar için... "Kovulacak" söylentileri dolaşmaya başlayınca, Galatasaraylı'ya yakışanı yaptı, istifasını sundu. Maksat gururuna toz kondurmamak değildi elbette ki, Galatasaray'a ve onu yönetenlere en ufak zarar bile vermeden ayrılmaktı...
Söz bitti artık... Bordeaux maçından birkaç gün evvel, göreve getirildiğinde sorsanız, muhtemelen "Bundan sonra epey mutlu olacağım sanırım" diye yanıtlardım sizi. Az budala değilmişim. 22,5 yıldır taraftarı olduğum takımı hâlâ tanıyamamışım, daha ne konuşuyorum ki!
Veda etmiyorum sana Kaptan! Çünkü biliyorum, seni Galatasaray'ın başında gördüğüm rüya böyle sona ermiyordu.
Puan farkını 8'e çıkartmak ufukta ve psikolojik eşik de buralar
-
Kayserispor maçı bilmem kaç yılın en önemlisi. Puan farkını 8'e çıkartmak
ufukta ve psikolojik eşik de buralar. 8 - 10 puan dolaylarında gezen fark,
rak...
15 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder