10 gün önce Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda esmeye başlayan sarı-kırmızı rüzgâr geride bıraktığımız pazar akşamı Ali Sami Yen Stadyumu'nda fırtınaya dönüştü. Galatasaray konuk ettiği Vestel Manisaspor karşısında öyle bir futbol oynadı ki takımı dışarıdan gören biri kesinlikle Real Madrid'i ya da Manchester United'ı izlediğini sanmıştır. Galatasaray'ın Vestel Manisaspor karşılaşmasında oynadığı futbol, uyguladığı top kombinasyonlarını Türkiye'de uygulayabilen başka bir takım daha yoktu.
Hafta içinde bütün biletler tükenmiş, haliyle yaklaşan Sevgililer Günü öncesi taraftarlar sevgililerini görmek için mabetteki yerini almıştı. 3 ay önce oynanan İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçından beri formasından uzak kalan Lincoln de ilk 18'deki yerini almıştı. Ancak Kalli, Fenerbahçe maçındaki kadroyu bozmayarak o maçta sahaya çıkan ve aslanlar gibi mücadele eden oyunculara olan güvenini göstererek çok akıllıca davrandı. 11 Türk futbolcudan oluşan takımımız sahada fırtına misali koptu.
Galatasaray'ımız maça fırtına gibi başladı ve oyunu karşılaşmanın ilk düdüğünden itibaren domine etti. İlk yarım saat sona erdiğinde ise skor tabelasında 3 farklı üstünlüğümüz göze çarpıyordu. Perdeyi Hakan Şükür'ün asistinde Barış açıyor, Barış'ı Hakan takip ediyor, Arda da penaltıdan farkı 3'e çıkarıyordu. İlk yarının son düdüğü çalmak üzereyken Serkan mutlak bir pozisyondan yararlanamayarak farkın 4'e çıkması şansını tepti.
İkinci 45 dakikaya da Galatasaray'ımız hızlı başladı. Dakikalar 47'yi gösterirken sahneye bir kez daha Kral çıktı ve skoru 4-0'a getiren golü kaydetti. Birkaç dakika sonra o ana kadar kusursuz oyun çıkaran Mehmet Topal'ın orta alanda kaybettiği top 30 metrelik bir füze olarak ağlarımıza giderken kalecimiz Orkun topu izlemekle meşguldü. Golden 1 dakika sonra maçın başından beri en çok çalışan isimlerden ve gol atmayı belki de en çok hak eden oyuncumuz olan Ümit çok şık bir kontrol ve akabinde gelen plase ile farkı yeniden 4'e çıkardı: 5-1. Dakikalar 65'i gösterirken Vestel Manisaspor'un ilk golünü kaydeden Selçuk ceza sahamıza sol çaprazdan girerken kalemize bir füze daha gönderdi. Yer tutmada büyük hata yapan Orkun topu bir kez daha içeri aldı. Bu golden 3 dakika sonra bu kez eski Beşiktaşlı Burak Yılmaz ceza alanımızda savunmamızın ve kalecimiz Orkun'un hatasını affetmeyerek farkı 2'ye indirdi: 5-3. Maçın başından beri süper bir futbol ortaya koyan Galatasaray'ımız rehavetinin kurbanı oldu. Ancak yine de son sözü söylemek Kral'a düştü. 84'üncü dakikada oyuna sonradan dahil olan Lincoln'ün kullandığı köşe vuruşunu şık bir kafa vuruşuyla süslendiren Hakan Şükür maçın skorunu tayin etti: 6-3.
Yediğimiz 3 gole rağmen hücumdaki üstünlüğümüz ve izleyene zevk veren futbolumuz ile karşılaşmadan farklı galip ayrıldık. Leverkusen maçı öncesi büyük moral depoladık.
Elde Osimhen var demenin yanına, Batshuayi de var rahatlığını eklemek
gerekecek
-
Okan Hoca, Osimhen - Icardi - Batshuayi forvet 3'lüsünün kimse de
olmadığını söylüyor. Rotasyon olarak en elit diye nitelendireceğimiz çoğu
takımda dahi...
14 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder